HÜKÜMSÜZDÜR
Bir adım sonrasını bilmeden yaşadığımız dünyada bir adım önce yaptıklarımız, yaşadıklarımız kavuruyor içimizi.
Bir daha yazılmayacak bu senaryo ve ben bir daha adımlayamayacağım bu fani dünyanın yollarını.
Rabbim'in rahmetinin meftunu olarak yeniden başlattım bu yürek inkılabını.
yine değdi yüreğime vahyin esintisi yine kuşandım bir ikindi kızıllığında Ebuzer'in yalnızlığını
Meşaleni alıp çık derken bir gönül ehli
çölün kavurucu ateşinde tutuşturupta geldim ben harflerimi
Aramıyorum artık ne yol ne yoldaş çünkü ben oldum yolun da çölün de kendisi
Şehrimin akıbeti gibi meçhul olsa da hayatımın inişleri çıkışları
baktığım heryerde harabe görsem de enkaza dönsede doğup büyüdüğüm memleket
ve dahi taşısamda kaç yıldır kendimle yüreğimin enkazını
Bitmedi bu yolculuk elimde asırlık ilim ve medeniyet tohumlarıyla
Ben geldim derin bir kayboluştan sonra
İbrahim'in ateşiyle geldim
yüreklerimiz bir nebze serinlesin diye
ölümün bir son olmadığını yeniden haykırmaya geldim
zaten bildiğiniz şeyler bu yazdıklarım
ama olsun karınca misali bu yangına çapım kadar su taşımaya geldim
Gurbetimi bir nebze harflerle dindirmeye geldim.
Şehrin en uzağından koşup gelen adam bu kez haykırmadı
Dağ taş dilegelmiş konuşuyordu onun yerine
Bir şubat gecesinde
hükümsüzdü artık devrik bütün cümleler bile
kimbilir kaç güzel yürek kanatlandı gökyüzüne
ve kimbilir kaçı israf etti kendini son günün birgün gelip kapıya dayanacağını bilmeden
Rabbim ne olur tut ellerimizden gönül kuşumuz yorulmasın rahmetini beklemekten
Hikmetini kavramadan yazdığımız çizdiğimiz bütün cümleler eylemler hükümsüzdür artık ne olur sil onu hem ölülerimizin hem dirilerimizin amel defterinden. Amin.