ORTADOĞU MEDENİYETİ-M.Emin FIRAT

1.12.2024 14:22:25
M.Emin FIRAT

M.Emin FIRAT

Dünyada üç tane büyük medeniyet vardır. Birincisi İslam Medeniyeti (Ortadoğu Medeniyeti), ikincisi Batı Medeniyeti (Avrupa Medeniyeti) üçüncüsü de Doğu medeniyetidir. (Çin - Hint havzası) Doğu Medeniyeti mistik öğelerin ağır bastığı, bireysel terbiyenin, şahsi olgunlaşmanın, arınmanın, duyguların ağır bastığı bir medeniyettir. Batı-Avrupa medeniyeti ise aklın, mantığın, bilim ve deneyin hâkim olduğu bir yapıya sahiptir. Buna karşın Hz. Âdemle veya İbrahim'le başlatabileceğiz Ortadoğu veya İslam Medeniyeti duygu ile aklı, irfan ile bilimi, tasavvuf ile hukuku beraber aynı potada birleştiren - eriten bir medeniyettir. Hz. Musa’nın savaşçılığını ve Hz. İsa’nın masumiyetini kişiliğinde birleştiren İslam Peygamberi Hz. Muhammed, İslam Medeniyetinin ete kemiğe bürünmüş ifadesidir.

 
Doğu medeniyetinde dünya hayatı ikinci plana itilirken, kişinin İrfani açıdan gelişimi bireysel arınması ön plana çıkartılır. Buna karşın Batı Medeniyetinde ise kişinin ahiret hayatı görmezlikten gelindiği için birey manevi açıdan boşluğun içine itilmiştir. Tüm maddi imkânlara sahip olmasına rağmen ruhu açtır. İslam Medeniyeti ise dünya ve ahiret hayatı dengesi üzerine kurulmuştur.
 
Son bin yıldır İslam medeniyeti aklı, bilimi ikinci plana itti. Manayı aksattık lafsı ön plana çıkardık. Bu Müslümanların dinamizmini azalttı, ufkunu kapattı. Vahiyden kopuk bir akıl eksik olduğu gibi akıldan uzak bir vahiy de donuk kalır.
 
Kuş iki kanat ile uçar bir kanadı kırık olursa yalpalar, sürünür ve yere çakılır. Bu yüzden bizim kökeni Hz. İbrahim’in tevhit anlayışına dayanan İslam medeniyetinin hem akıl (bilim) hem İrfani (duygu – kalp) boyutunu dengeli götürmemiz gerekir.
 
Said Nursi; Aklın nuru fen bilimleri, kalbin ziyası (ışığı) din ilimleridir. İkisinin birleşmesinden hakikat ortaya çıkar. Ayrı okutulduğu takdirde, iman ilminin olmadığı fen bilgisi eğitiminden öğrencide inkâr ve şüphe, fen bilimlerinin göz ardı edildiği, sadece dini ilimlerin okutulduğu durumda da taassup ortaya çıkar. 
 
Bundan 120 yıl önce üstat Said Nursi, önce Van, akabinde Diyarbakır’da bir üniversite açmak ister. Bu üniversitede Türkçe, Arapça ve Kürtçe dillerinin öğretilecek, fen bilimleri ile dini bilimlerinin beraber okutulacağı bir müfredatı olacaktı. Ancak Balkan savaşları, I. Dünya Savaşı ve sonrasındaki süreçte meydana gelen olumsuzluklardan dolayı bu proje, bu medeniyet tasavvuru gerçekleştirilemedi. Bugün Said Nursi’nin memleketi olan Bitlis’teki medreselerde hala fen ilimleri, modern bilimler okutulmuyor. Onun 120 yıl önce sahip olduğu ufka sahip değiliz.
 
Bugün İslam Dünyasının birçok noktasında özelikle geleneksel medrese ve Tarikatlarda, Fen Bilimlerinden, Sosyoloji, Psikoloji, Mantık, Arkeoloji gibi modern bilimlerin verilerinden uzak bir şekilde eğitim faaliyetleri sürdürülmektedir. Bu tür eğitim kurumlarından çok sağlıklı bireyler yetişmez. Çağın sorunlarına İslam’ın temel ilkeleri ışığında çözünler üretecek âlimler yetişmez.
 
İlginçtir 20. yüzyılda İslam Dünyasında etkili olan âlimlerimiz olan Seyyid Kutup iki yıl ABD’de kalmış uzmanlık alanı Edebiyat, Mevdudi’nin mesleği Gazeteci, Fazulrahman ABD’de akademisyen, Muhammed Hamidullah Hukukçu ve Fransa’da yaşıyordu. Ali Şeriati Fransa’da Sosyoloji eğitimi almış, Şair Muhammed İkbal İngiltere’de eğitim görmüş ve hukukçu, Malik Bin Nebi mühendis ve Fransa’da eğitim görmüş, Mehmet Aktif Ersoy şair, veteriner... Bu listeyi uzatabiliriz, Söylemek istediğim ailede, çocukluğunda iyi bir İslami eğitim aldıktan sonra, eğitimini Batıda Fen Bilimleri, Modern Bilimler alanında tamamlayan alimlerimiz yaşadığımız çağa seslenebiliyor ve insanlığa bir şeyler verebiliyor, İslam Medeniyetine katkıda bulunabiliyor. Bizim bu eğitim tarzını İslam ülkelerinde çoğaltmamız gerekli. İslam Medeniyeti, Matematik, Fen Bilimleri ve İslami Bilimlerin üzerinde yükselmelidir.
 
Buna karşın ilmin İrfani boyutu ihmal eden, sadece insanın ve ilmin madde boyutuna önem veren, bilimi insanlığın menfaati için değil, güç devşirmek, dünyayı kontrol etmek, dünyaya şekil vermek, dünyayı sömürmek, kadim şehirleri yakıp yıkmak için öğrenen Batı Medeniyeti iki tane cihan harbi çıkardı milyonlarca insanı öldürdü. Ve bugün tetikçi İsrail terör devleti eli ile zulmüne devam ediyor. Bugün Müslümanların ve insanlığın kurtuluşunu Batı medeniyetinin geçmişinde bulamayız. 
 
Ne Doğu ne Batı medeniyeti, insanlığın tek çaresi İslam Medeniyetidir. Ne yobaz ne zalim insan tipi, merhametli ve mantıklı düşünen, aklıselimle davranan insan modeli İslam’ın öngördüğü insan modelidir. İnsanlığın Hz. Muhammed’in sesine soluğuna ihtiyacı var. Onun ümmeti olarak bizim bu çağa söyleyecek sözüm olmalı. Bu yüzden özgün İslami çözümler üretecek âlimlere ve onları yetiştirecek kurumlara ihtiyacımı var.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları


Tüm Hakları Saklıdır © 2021 Kahta Havadis | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.