PROF. DR. NİMETULLAH AKIN İLE HASBİHAL

Biruni Külliyesi’nde düzenlenen hasbihalde, Prof. Dr. Akın katılımcılara bilgi, marifet ve irfan arasındaki farkları anlattı. Konuşmasında sembolik bir dille manevi yolculuğu tasvir eden Akın, dinleyicilere çarpıcı mesajlar verdi.

 

Prof. Dr. Akın konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

 

> “Leyla, Mevlâ’ya giden yolun bir sembolüdür. Ama o yolda yürüyenlerin bir kısmı Sevda Vadisi’nde, yani aşkın ilk durağında kalır. Bir kısmı ise Üç Konağa doğru devam eder. Derken kuşlar gelir ve üç ayrı vadiye dağılırlar.

 

> Bu vadilerden biri Marifet Vadisi’dir. Kuşlar burada bazı şeyler öğrenir, yeni idrakler kazanırlar; ama çoğu henüz hakikatlerin derinliğine varamaz. Oradakilerin okuması yalnızca prestij içindir, yani gösterişe yöneliktir. İşin hakikatine, irfana ulaşamazlar.”

Bu noktada konuşmasında Hüdhüd kuşunun sembolik rolüne dikkat çeken Akın, şu ifadeyi vurguladı:

> “İrfana dönüşmeyen bilgi, sadece bir yüktür. Kendinize bu kadar yük bindirmeyin.”

Ancak buna rağmen, bilgi vadisinde olanların çoğunun marifete ulaşmak için çaba göstermediğini belirten Prof. Dr. Akın, esas gayenin kendini bilmek olduğunun altını çizdi.

> “Bilgi vadisine gelenler, ilme ulaşsalar bile, o ilmin gösterdiği tevazuya ve marifetullah’a, yani Allah’ı bilmeye erişemedikleri sürece o vadide kalmaya mahkûmdurlar.”

Programda ayrıca Hz. Musa ile Hızır kıssasına da değinildi. Bu kıssanın da bilgi ile irfan arasındaki farkı ortaya koyduğu ifade edildi.

> “Hz. Musa’nın ‘Benden daha bilgili biri var mı?’ sorusu üzerine Allah Teâlâ ona şöyle vahyetti:

‘İki denizin birleştiği yerde bir kulum var ki, sana öğretilmeyen bilgileri ona öğrettim.’”

 

Bu ifadelerle Prof. Dr. Akın, bilginin tek başına yeterli olmadığını; hakikate ulaşmak için tevazu, arayış ve içsel bir derinlik gerektiğini vurguladı.

 

Yoğun katılım alan ve ilgi gören program cemiyetin ikramı ile sona erdi.